Metal fabrikalarından haberler - Mayıs 2025

1 Mayıs’taki birlikteliğimizi koruyalım, büyütelim!
1 Mayıs günü hava mevsim normallerine göre soğuktu. Üstüne üstlük bolca yağmur yağdı fakat coşkumuzdan eksilen bir şey yoktu. Chen Solar işçileri olarak pankartımızla, dövizlerimizle ve farklı uluslardan kardeşlerimize “Bütün ülkelerin işçileri birleşin!” mesajımızla kortejde yerimizi aldık. Haydarpaşa Numune Hastanesi’nden Kadıköy İskeleye binlerle inmek işçiler olarak ne kadar güçlü olduğumuzu hissettiriyor. Milyonlarla indiğimiz günler de gelecek!
Bu 1 Mayıs’ta yanımızda birçok üniversiteli öğrenci vardı. Geleceğini göremeyen gençler haftalardır alanlarda tepkilerini gösteriyorlar. Bizi “öğrenci, işçi el ele mücadeleye” sloganı ile ortak mücadeleye çağırıyorlardı. Onlar da iş, aş, hürriyet istiyorlar, biz de. 1 Mayıs soğuk ve yağmurluydu fakat saflarımız fokurduyor. Konfederasyon ayrımı gütmeden birleşen işçileri, öğrenci gençliği, çiftçiyi, kamu emekçilerini bir arada görebileceğimiz günler yaklaşıyor. Fakat bunu başarabilmek için mücadeleci işçilere, mücadeleci öğrencilere, mücadeleci çiftçilere, mücadeleci kamu emekçilerine büyük görev düşüyor. Saflarımızı sıklaştıralım, mücadele dolu günler bizi bekliyor!
Tuzla Chen Solar’dan bir işçi

İngiliz Mehmet go home!
İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı büyük bir coşkuyla kutladık. Türkiye’nin işçi ve emekçileri memleketin dört bir yanında taleplerini ve gündemlerini haykırdı. 1 Mayıs’ta düzen siyasetinin farklı renklerine hapsolmuş işçi konfederasyonları işçi ve emekçileri mekânsal veya siyasal olarak ayırsa da gerçeklik tüm açıklığıyla görüldü: İşçiler, emekçiler ve geleceğin emekçileri olacak gençler mesele dertler ve sorunlar olunca ortaklaşıyor. Bu ortak dertlerin başında işsizlik, hayat pahalılığı ve orta yerde duran Orta Vadeli Program (OVP) yer alıyor. Marketten aldığımız herhangi bir ürünün ortalama fiyatını bile artık takip edemediğimiz, İstanbul’daki herhangi bir yoksul mahallenin aylık kirasıyla eşdeğer ücretlerle çalışmayı normalleştireceğimiz bir ekonomik durum yaratmak istiyorlar.
Sermayenin bu saldırı politikaları, biz işçiler içinde büyük İstanbul depremini açığa çıkaracak fay hatlarının biriktirdiği gibi bir gerginlik biriktiriyor. Henüz deprem yaşanmadığı gibi, işçi ve emekçileri milyonlarıyla sokaklara dökecek patlama da henüz yaşanmadı. Fakat görmek isteyenler için öncü depremler bir bir yaşanıyor. Tandoğan Meydanı’nda Türk-İş’in gaz almak için meydanlara doldurduğu örgütlü işçilerin attığı sloganları ve tepkileri hatırlayın. Aynı öncü depremi geçtiğimiz 1 Mayıs’ta başta Kartal ve Kadıköy’dekiler olmak üzere memleketin dört bir yanındaki işçilerde göreceksiniz. Aynı öncüleri fabrika ve işletme ölçeklerinde verilen sendikal mücadelelerde de göreceksiniz. Sendikal mücadelelerin işgale, greve ve direnişe dönüşenlerinden kat kat fazlası daha yolun başında engelleniyor ve gündeme bile düşmüyor. Bu potansiyel apaçık ortadayken işçi sınıfının örgütleri ve sendikaları bu en yakıcı ve hayati gündemi ana gündemi haline getirmeli. OVP’den, sermaye için kolunu sıvayarak bu programı ortaya çıkaran İngiliz Mehmet Şimşek’ten ve onu başımıza saran sermayenin istibdadından kurtulmak için sınıf mücadeleci bir anlayışı ayrı gayrı demeden, hangi partiye oy verdiğimize bakmadan, hangi konfederasyondan olduğumuzu gözetmeden artık hayata geçirmeliyiz.
Tuzla HT Solar’dan bir işçi

Memlekete hürriyet işçilerle gelecek!
Merhaba yoldaşlar,
Ben Dilovası Esitaş fabrikasında çalışan kadın bir işçiyim. Geçtiğimiz ayda fabrikamız küçülmeye gittiği için birçok arkadaşımız işten çıkarıldı. Mehmet Şimşek'in orta vadeli programıyla işçi sınıfına saldırıları devam ediyor. Yaşadığımız bu ekonomik krizin yanı sıra geçtiğimiz ay siyasi krizler de yaşandı.
Biz işçiler olarak ne düzen partisinden ne de İmamoğlu’ndan medet umuyoruz. Biz haklarımızı aramak taleplerimizi dile getirmek için 1 Mayıs'ta meydanlardaydık. Biz işçilerin de bu ülkenin gençlerinin de hürriyet özlemi var. Fakat bunu bize düzen partileri veremez. Yasaklanan grevlerimizi, anayasal hakkımız olan sendikalaşma hakkımızı CHP'nin peşine takılarak Saraçhane mitinglerinde alamayız.
Bu yüzden de sendikamızla birlikte 1 Mayıs'a en güçlü şekilde katıldık. Fabrika olarak katıldığımız ilk 1 Mayıs’ımızdı. Fabrika kortejimiz oldukça heyecanlı ve coşkuluydu. En gür sesimizle attık sloganlarımızı.
1 Mayıs bizlerin bayramı. Haklarımızı arayıp birlik olacağımız bir gün. Tüm işçilerin derdi aynı, kavgası ortak. Bu yüzden konfederasyon fark etmeksizin birlikte olmalıyız meydanlarda. Ayrı gayrı demeden bütün işçiler birleşmeliyiz.
Çünkü gücümüz birliğimizden gelir ve bu şekilde memlekete hürriyeti getiririz.
Dilovası Esitaş’tan bir işçi kadın

Mücadele etmeden hiçbir şey kazanamayız!
OYAK Renault'ta yeni proje çalışmaları devam ediyor. Projelerin artmasıyla birlikte çalışma koşulları da ağırlaşmaya başladı. Birçok bölümde "maliyet" adı altında işçi sayısı azaltıldı. Az kişi ile çok iş yapılmaya başlandı. Her hafta sonları çalışma var, insanlar rahatsız. İş tanımımızda olmayan işler yaptırılıyor.
İşçi ve emekçilerin sorunlarının ağırlaştığı, AKP iktidarına yönelik tepkilerin büyüdüğü bir dönemden geçilirken, tüm Türkiye’de 1 Mayıs mitingleri gerçekleştirildi. İşçi ve emekçiler 1 Mayıs meydanlarında bir kez daha sömürüye, adaletsizliğe karşı öfkelerini, sorunlarını, taleplerini ortaya koydular.
Bugün işçiler olarak hayatımızın büyük bir kısmını işyerlerinde çalışarak geçiriyoruz. Büyük çoğunluğumuz yoğun bir tempoyla günde en az 8 saat çalışıyoruz. Peki çalışma koşullarımız neden düzelmiyor? Kış gelir, işyerlerinde üretim alanlarında soğuktan donarız. Yaz gelir, içeride havasızlıktan, sıcaktan bunalırız. Çalıştığımız makinalarda, tezgâhlarda, sevkiyat alanlarında belimiz bükülür, kaslarımız erir ve eklemlerimiz kireçlenir veya zehirli gazlar, dumanlar ve tozlar yüzünden birçok hastalığa yakalanırız. Makinalara parmağımızı, kolumuzu, uzuvlarımızı kaptırırız. Üstüne üstlük geçinebileceğimiz bir ücreti bile çok görür patronlar bize. Ta ki biz işçiler olarak “bu koşullarda çalışmak istemiyoruz” deyip işyerlerimizde bir araya gelinceye kadar. Çalışma koşullarımızı düzeltmek elbette kolay değil. İşçiler olarak işyerlerinde, mahallelerde, meydanlarda bir araya gelirsek taleplerimizi patronlara kabul ettirebiliriz.1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir gündür.
Bursa OYAK Renault’dan bir işçi
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2025 tarihli 188. sayısında yayınlanmıştır.